Dekontta kira ödemesi yazmayan ödeme kiraya mahsup edilemez

Dekontta kira ödemesi yazmayan ödeme kiraya mahsup edilemez

ÖZET: 05/12/2007 tarihli makbuz ile yapılan ödemede kira bedeli açıklaması olup, diğer dekontlarda ödemeye ilişkin bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle banka dekontların, tek başına, bu ödemelerin kira bedeline ilişkin olduğunu kanıtladığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. Geçerli bir kira ödemesi sayılamaz

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/12173 E, 2016/3937  K.

“İçtihadın Tam Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı ve davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av. ….geldiler. Davacı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanların sözlü açıklanması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dışı… tarafından, davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, takibe konu hak ve alacakların 08/06/2010 tarihli temlikname ile müvekkiline devredildiğini, 05/12/2007 tarihli belge ile davalıya 50.000 TL kira ödemesi yapıldığını ancak taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığını, banka havalesi ile de davalıya yapılan ödemeler olduğunu, davalının takip miktarı kadar …’a borçlu olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki yapılmış olan tüm para transferlerinin tarafların kira sözleşmesi nedeniyle yapmış oldukları ödemeler olduğu hususunun paraların bankaya ve taraflara ödenme zamanlarından anlaşıldığını, davalının … ile başka bir ticari ilişkisi olduğu hususunda hiç bir delil sunmadığını, yapılan tüm ödemelerin kira sözleşmesine dayalı yapıldığı kanaatine varıldığını, kiralanan akaryakıt istasyonunu …’ın kullanmadığı, bu nedenle yapılan ödemelerden kullanım karşılığı hiç bir bedel düşülmediğini belirtilerek itirazın iptaline, icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Dava dışı … tarafından 11/05/2009 tarihinde başlatılan icra takibinde 173.762,22 TL alacağın tahsili talep edilmiş olup, takibe dayanak olarak ise 05/12/2007 tarihli makbuz, banka dekontlarını gösterilmiştir. Takibe dayanak yapılan 05/12/2007 tarihli makbuzda, kira bedeli ilk taksiti olarak 50.000 TL teslim alındığı yazmaktadır. 10/12/2007, 08/01/2008, 08/01/2008, 11/01/2008 tarihleri banka dekontları ile davalıya yapılan ödemelerde her hangi bir açıklama bulunmamaktadır. Yine ödemelere ilişkin açıklama bulunmayan diğer banka dekontlarından, 11/12/2007 tarihli iki ayrı dekont ile dava dışı …’e, 11/12/2007 tarihli üç ayrı dekontla da dava dışı …’e ödeme yapıldığı görülmektedir. Davacı vekili, yargılama aşamasında beyanlarında özetle, temlik eden ile davalı arasında kira sözleşmesi düzenlendiğini ancak kiracılık ilişkisinin fiilen başlamadığını, kiralananın teslim edilmediğini, …’in davalı şirketin müdürü, …’ün şirket ortağı olduğunu, yapılan ödemelerin tamamının kira bedeline ilişkin olduğunu, temlik eden ile davalı arasında kira ilişkisi dışında başka hiçbir ilişkinin bulunmadığını beyan etmiştir.

Dava dışı temlik eden … ile davalı arasında düzenlenen, 03/12/2007 başlangıç tarihli, 6 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 3/2. maddesinde “İstasyon kiralayan adına işletileceği için kiralayananın herhangi bir borcundan dolayı, kusuru veya kusursuz durumundan dolayı istasyonun tamamı veya bir kısmı kiracı tarafından kullanılamaz ise kiralayan derhal aldıklarını iade edecektir. Ancak kiracı tarafından kullanma süresi aylık 5.000 TL üzerinden iade bedelinden düşülecektir” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı, kiralanının teslim edilmediğini, kiracılık ilişkisinin fiilen kurulmadığını iddia etmiş ise de kiracılık ilişkisi kira sözleşmesinin imzalanması ile doğar ve hüküm doğurur. Sözleşmenin kurulması ile kiralananın kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, bu tarih itibariyle kiracının kira bedelini ödeme yükümlülüğü doğar. Kira sözleşmesinin feshedildiği, kiralananın kiraya verene teslim edildiğine dair bir iddia da ileri sürülmemiştir. Bu nedenle, Mahkemece kira sözleşmesinin 3/2. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Öte yandan, 05/12/2007 tarihli makbuz ile yapılan ödemede kira bedeli açıklaması olup, diğer dekontlarda ödemeye ilişkin bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle banka dekontlarının, tek başına, bu ödemelerin kira bedeline ilişkin olduğunu kanıtladığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. Havale dekontları borç ödeme belgesi niteliğindedir. Bu durumda gönderilen paranın kira bedeli olarak gönderildiğini ispat külfeti davacıdadır. Davacı, delil olarak davalının ticari defterlerine de dayanmış olup, davacının tüm delilleri toplanarak ve davalının ticari defterleri de incelenmek suretiyle banka havalesi ile yapılan ödemelerin kira bedeline ilişkin olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 16/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*